:::: MENU ::::

23 Nisan 2016 Cumartesi

Diyabet (Şeker Hastalığı) Nedir?
Diabetes Mellitus yani şeker hastalığı çağımızın artan hastalıkları arasında yer almaktadır. Diyabet insülin salınmasındaki veya insülinin dokulardaki etkisindeki defektler sonucu oluşan kronik hiperglisemi ile birlikte karbonhidrat, yağ ve protein metabolizması bozukluğu ile karakterize çok etkenli metabolik bir hastalıktır.

İnsülin Nedir?
İnsülin pankreastaki β hüclerinden salgılanan bir hormondur. Vücuttaki hücreler insülin tarafından uyarıldığı zaman kanda bulunan şekeri hücre içine alarak metabolik faaliyetlerinde kullanırlar. Böylece kandaki şeker azalmış olur. Eğer kan şekeri gerekenden fazla düşerse yine pankreastan insülinle tam tersi görevde olan glukagon hormonu salgılanarak kan şekeri yükseltilir. Böylelikle bu iki hormonun dengesiyle kan şeker düzeyi dengede tutulur.

Kan Şekeri Yüksekliği Neden Zararlıdır?
Kan şekerinin yüksek olması sonucu özellikle ince damarların duvarlarındaki entotel hücreleri ve sinir hücrelerine şekeriz zorla girmesi sonucu toksik maddeler açığa çıkarak bu hücrelere zarar verir. Bu sebeple kan şekeri yüksekliğinin hücrelerde yarattığı stres sonucu sinirlerde ve damarlarda hasarlar oluşur.Hastalık tedavi edilmezse ileri dönemde bu hasarlara bağlı kronik böbrek yetmezliği (nefropati), körlük(retinopati), çeşitli sinirlerdeki hasarlara bağlı his kaybolması (nöropati), kalp damar hastalıkları, geç iyileşen yaralar gibi birçok hastalığa yol açmaktadır. Tedavinin amacı kan şeker düzeyini kontrol altına alarak bu komplikasyonların gelişmesini önlemektir.

Diyabet(Şeker Hastalığı) Sınıflandırılması
Diyabet sınıflamasında dört klinik tipi yer almaktadır.

Tip1 Diyabet: Pankreastan insülin salgılayan β hüclerinin yıkımı sonucu mutlak insülin eksikliğiyle giden tiptir.Eğer bu hücreler otoimmunite sonucu yani vücudun kendi bağışıklık sistemi hücreleri tarafından yıkılıyorsa Tip1a, otoimmunite dışı nedenlerle yıkılıyorsa Tip1b olarak sınıflandırılır. Genellikle 30 yaşından önce başlar. Kan şekeri yüksekliğine bağlı ağız kuruluğu çok idrara çıkma, çok su içme, kilo kaybı, açlık hissi gibi semptom ve bulgular çabuk ortaya çıkar.Bu hastalarda tedavi olarak insülinin üretiminde problem olduğu için dışarıdan insülin verilmesi gerekir.

Tip2 Diyabet: İlk etapta salgılanan insüline karşı çevre dokularda duyarsızlaşma ile giden bu tip ileri dönemde insülinin salgılanma defektiyle devam ederek Tip1 e dönüşmektedir. Çoğunlukla 30 yaş sonrası ortaya çıkar ve güçlü bir genetik yatkınlık söz konusudur. Pek çok hastada başlangıçte hiçbir sempton yoktur. Bazı hastalarda bulanık görme, el ayaklarda uyuşma ve karıncalanma, ayak ağrıları, tekrarlayan mantar enfeksiyonları ve yara iyileşmesinde gecikme görülmektedir..Bu hastalarda insülin salgılanıyor fakat vücut hücreleri insüline duyarsızlaştığı için kan şekeri düşürülemiyor. Tedavi olarak insüline duyarlaştırıcı ilaçlardan olan metformin verilmektedir.

Gestasyonel Diyabetes Mellitus: Gebelik sırasında ortaya çıkan ve genellikle doğumla birlikte düzelen diyabettir. Tip2 için önemli bir risk faktörüdür. Tedavide diyet ve egzersiz programıyla şeker düzeyi kontrol altında tutulur

Diğer Spesifik Diyabet Tipleri: Yukarıdaki üç tipin haricinde nadir olarak görülen ve başka hastalıklara bağlı olarak oluşan diyabet tipidir. Tedavide temeldeki diğer hastalık çözülmelidir.



0 yorum:

Yorum Gönder

Soru ve Görüşleriniz İçin webmasteroffical@gmail.com AdresindenBize Ulaşın